5 Mayıs 2009 Salı

Ziyadesiyle Duygu/Sal



Yorgunum…

Yorgunluğum bedensel değil, ziyadesiyle zihinsel.

Ve bunu kimselere anlatamıyorum, anlattığım zamanlarda bana geri dönüşü hayli acıtıcı oldu Ki o yüzden susma hakkımı kullanıyorum artık. Bazen okuduklarımı şıp diye anlarken bazen defalarca okumama rağmen bir bok anlamıyorum. Şıp diye anladığım zamanlar aferini hak ederken bazen de yanlış anladığım ya da anlamadığım (Oysa doğru anlayan benim ya da değilim ) ima edildiği zaman bir uzay gemisine binip kendimi fırlattırmak istiyorum, göğün en ücra katına.

“Tamam Duygu, ben hallederim.”

Denildiğinde bir konuyu halletmeye çabalayıp halledemediğimde ( o an halletmeye çalıştığım başka şeylerinde olduğu önemsenmeyip) ve halledemediğim konu beceriksizliğime eşitlendiğindeki ses tonlarını her duyduğumda yerin dibine girip kunduzlar gibi yaşamak istiyorum.

MATEMATİKSEL ZEKASI, BİR İŞİ ŞIPPADANAK ÇÖZEBİLME YETİSİ, EBATLARI, ENTELEKTÜEL TAVRI, EDEBİ BİLGİSİ BENİMKİNDEN KAT BE KAT FAZLA OLAN, HATUNLAR FIŞKIRIYOR OLABİLİR HER DELİKTEN.

“Bana göre sen her şeyi başarabilirsin Duygu”

Hayır, ben Süper kız değilim, her haltı başaramam, benim başardıklarımı da başaramaz bir başkası. Herkesin kendine has özellikleri, kapasitesi var. Geniş zamanlara sıkıştırılan dar saatlerde, geniş zamanlara sıkıştırılmayan geniş saatlere ihtiyacım var.Tökezlemelerim, bildiklerimi de ilk kez duyuyormuş gibi şaşırmalarım bu yüzden.

“Daha bitmedi mi, hadi, ohoooooo”

Sözcüklerini duymadan, stres olmadan, stresimi çevreme dalga dalga yaymadan, içim ve kalbim ezilmeden yaşamaya hakkım var.

Yorgunum…

Yorgunluğum bedensel değil, ziyadesiyle zihinsel.

Ve bunu kimselere anlatamıyorum, anlattığım zamanlarda bana geri dönüşü hayli acıtıcı oldu Ki o yüzden susma hakkımı kullanıyorum artık.

“Abartıyorsun Duygu”

Yapısal, doğuştan, sonradan her ne ise evet duygusal, ayrıntılara takılan, detaylandıran ve kendi kendimi haylice yoran bir tavrım var. Ama benden daha fazla kimi yorabilir ki bu tavrım işin özünde…

Ve ben her zaman böyleyken sanki sonradan bu hale bürünmüşüm tavrını her gördüğümde koşa koşa dağlara kaçasım, izbe bir yaşam süresim var.

“Hani sıfır kompleksdin Duygu”

En rezili bu.
Özgeçmiş hanesinde kendisiyle bunca barışık, bunca gülümseyebilen bir insana yerli yersiz, vakitli vakitsiz, doğru yanlış KOMPLEKSLİSİN yaftası yapıştırıldığında vurulup vurulup her keresinde düştüğüm yerden, bir daha kalkmadan öylece kalasım var.


Çevremde var olan herkesin isteklerine, şikayetlerine, dertlerine, yetişmek için, kendi içimde çözümleyemediğim onca şeyle baş edebilmek için harcadığım efor karşında duruyorum.


SİZ DE DURUN,CANIM ACIYOR ARTIK!

Hiç biriniz günden güne eksildiğimin, daha az gülümsediğimin, kendi kendime bile yabancılaştığımın, yanıtsız kalan tüm sorularımın altında ezim ezim ezildiğimin farkında değilsiniz.

Durupta bir kere dikkatlice bakın bakalım yüzüme, gözlerime.

Artık gülümsemekten değil, göz çevremde çoğalan kırışıklıklarım…

Bir kere de “Her şey yolunda mı Duygu?” sorusunu sorun ben dudaklarımı büzmek zorunda kalmadan.

Hiçbir şeyi unutmayan Duygu, nasıl olur da bu kadar unutkan olur? diye bir kere de kendinize sorun.


Durun.

Yorgunum…

Yorgunluğum bedensel değil, ziyadesiyle zihinsel.


Ve bunu kimselere anlatamıyorum, anlattığım zamanlarda bana geri dönüşü hayli acıtıcı oldu Ki o yüzden susma hakkımı kullanıyorum artık.



*Haziran 2006 Fotoğrafın çekildiği tarih

2 yorum:

  1. Heyyy kendine bu kadar haksızlık yapmaya hakkın yok,toparla artık kendini.konuşmuştuk hatırladın mı

    YanıtlaSil
  2. Duygucum, bir işi 100 kez doğru yaparsın. Tam istenildiği gibi, hatta istenilenden de iyisini. 101'incisi hatalı olsa tolere etmezler.

    Tahmin edebiliyorum hissettiklerini.
    Ne diyebilirim ki? Sadece sevgilerimi gönderebilirim sana.

    YanıtlaSil